Studio INI'nin deneyimsel kamusal sanat eserleri yaratma konusundaki uzmanlığından yararlanan kurulum, yenilikçi, hafif tasarımı ve tescilli Ceraluminum™ malzemesiyle bilinen ASUS Zenbook'tan ilham alarak kinetik, biyomimetik bir heykel yaratıyor.

Kurulum, ziyaretçilerin dokunuşuyla oluşan iletkenlik değişimlerini ölçerek ziyaretçilerin eserle gerçek dünyadaki etkileşimlerini temsil eden yapay zeka destekli bir model oluşturacak.

"Willful Wonder"da insanlar ve teknoloji etkileşimli bir yolculukta birleşiyor. Teknoloji ve estetiğin bu birleşimi, ASUS'un yeniliğe, son teknoloji mühendisliğe, doğadan ilham alan malzemelere ve titiz tasarıma olan bağlılığını yansıtıyor ve yüksek performanslı, pratik, dinamik, hafif ve güzel cihazlarla sonuçlanıyor.

İnsan eli, Ceraluminum™ yüzeyine dokunduğunda iletkenlikteki değişimler ölçülüyor ve bu veriler yapay zekâ destekli üretken bir algoritmaya aktarılıyor. Bu süreç, insan davranışıyla mekânsal etkileşim arasındaki bağı görünür kılıyor. İnsanların nasıl hareket ettiğini, mekânda nasıl yön bulduğunu takip ederek elde edilen gerçek zamanlı veriler, yapay zekâ modeline besleniyor. Bu sayede, bireylerin değişen davranışlarını temsil eden dinamik, dönüşen mekânsal hacimler — yani 4D formlar — oluşturuluyor. Ortaya çıkan bu yapılar, insan davranışıyla şekillenen geçici bir mimariyi temsil ediyor; duyarlı ve dönüşen fiziksel mekândan ilham alıyor.

Studio INI’nin kurucusu Nassia Inglessis bu yaklaşımı şöyle açıklıyor: "Biz, tasarımlarımızda ‘bedensel zekâ’ dediğimiz bir kavram yaratmaya çalışıyoruz — inşa edilmiş mimariyle insan unsuru arasında kesintisiz bir bağ kuruyoruz."

"Ziyaretçiler yerleştirmede yürürken ve Ceraluminum™’a dokunduklarında, her bir dokunuş iletkenlikteki değişimle kayda geçecek. Böylece, ziyaretçiler kendi davranışlarının mekânsal bir yansımasını gözlerinin önünde görebilecekler."